Kordon Kanındaki Kök Hücreler Nelerdir?
Kordon kanında bulunan kök hücreler vücudun bağışıklık sistemi ve kemik iliği dahil kan yapıcı sistem hücrelerinin oluşmasında ve yenilenmesinde rol alırlar. Örnek olarak:
- Vücudu her türlü hastalık, mikrop, virüs, hatta kanser hastalıklarından koruyan bağışıklık sistemi hücrelerinin (lenfosit = akyuvar) oluşumu ve yenilenmesi
- Dolaşımda bulunan ve vücudumuzda oksijen alış verişinde rol alan hücrelerin (eritrosit = alyuvar) ortalama üç ayda bir yenilenmesi.
- Vücudumuzda kanama olduğunda damarlardaki hasarın pıhtı ile kapatılmasını ve kanamanın durmasını sağlayan hücrelerin (trombosit = kan pulcukları) oluşumu ve yenilenmesini sağlar.
Kordon Kanındaki Kök Hücrelerin Avantajları Nelerdir?
- Doğumdan hemen sonra alınan kordon kanı ve göbek kordonundaki kök hücreler en temiz ve saf halde olan hücrelerdir. Çok kolaylıkla, ağrısız, sancısız alınıp saklanabilecek en kıymetli kök hücreler özelliğine sahiptirler.
- Kordon kanı kök hücreleri, diğer kök hücre kaynakları ile karşılaştırıldığında oldukça gençtirler ve dondurularak saklandıklarında yaşlanma ve yıpranma süreçleri de durdurulmuş olur.
- Üreme hızları diğer yetişkin kök hücrelere oranla daha fazladır.
- Kordon kanı alınan kişi için kullanıldığında doku uyuşma sorunu yoktur (HLA uyumu ).
- Bebekten toplanan kordon kanı otolog yani kişinin sadece kendisi için olmakla beraber ailenin diğer fertleri için de kullanım alanına sahiptir. Doku uyuşması şansı daha fazladır. Bu özellik, aile bireyleri hatta akrabalar için bile kordon kanı nakli gerçekleştirilmesine olanak sağlamaktadır.
- Saklanmış olan kordon kanı kök hücreleri, istenildiği takdirde herhangi bir işleme tabii tutulmadan ve beklemeden hemen kullanıma sunulabilir.
Kordon Kanı Günümüzde Ne Amaçla Saklanır?
Kordon kanında kan yapıcı kök hücreler mevcuttur. Doğumdan sonra çocukluk çağı olarak adlandırılan ve yaklaşık 12-13 yaşına kadar olan dönemde görülen bazı hastalıkların oluşması halinde kullanmak için saklanmaktadır. Bu hastalıklardan bazıları:
- Lösemi olarak anılan Kan Kanserleri
- Nöroblastoma denilen ve sinir sisteminden gelişen bir tümör
- Orak hücre anemisi
- Thalasemi olarak bilinen Akdeniz Anemisi
- Genel Bağışıklık sistemi yetmezliği
- Doku ve Organ nakillerinden sonra görülen Doku Uyuşmazlığı Hastalığı (GVHD), vb… hastalıklardır.
Kordon Kanı Saklanması Gerekli mi?
Doğum, kordon kanının ve göbek kordonunun saklanması için tek şanstır.
Bugün, yüzlerce hastalıkta kök hücre klinik araştırmaları ve uygulama çalışmaları yapılmaktadır. Bunların en fazla ilgi görenleri çocukluk çağında Tip 1 Diyabet, kalp hastalıkları, işitme kaybı, körlük tabloları, beyin hasarları, yanıklar, çene kemiği harabiyeti, yetişkinlerde Parkinson, Alzheimer, Diyabet, Romatizmal hastalıklar ve kanser gibi hastalıklar sayılabilir. Bu çalışmaların tedavide kullanılabilmesi için bilimsel güvenirliği ispatlanmış ve kabul gören yöntemlerle yapılması gerekmektedir. Bu çalışmalardan önümüzdeki onlu yıllar içinde sonuç alınacağı beklenmektedir. Böyle bir durumda kan sahibi çocuk yanında ailesi, yakınları ve diğer insanlar da fayda görebilecektir.
Bu konu ile ilgili olarak kök hücre tedavisi yapılan ve üzerinde araştırma yapılan hastalıkların detaylı listelerine aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:
http://parentsguidecordblood.org/en/diseases
http://stemcellfoundation.ca/en/toward-treatments
https://clinicaltrials.gov
Kordon Kanı Saklanmasının Faydaları
Bir hastalık durumunda doku uyuşması tam olan kan ve kemik iliği bulmak bazen aylar süren bir aramayı gerektirmektedir. Halbuki çocuğun kendi kordon kanı mevcut ise doku uyuşması tam olduğu için böyle bir bekleme süresi olmayacaktır.
Bebeğin kordon kanının saklanması ile ihtiyaç halinde ona hemen ulaşma şansı olmaktadır.
Hiçbir anne ve baba çocuğunun hasta olmasını istemez. En hassas oldukları konu çocuklarının geleceğidir. Kordon kanı saklanması ile bugün için az sayıda olsada önemli bazı kan kanseri, kansızlık (anemi), tümör ve bağışıklık sisteminin yetersiz olduğu bazı hastalıklarda bağışıklık sisteminin onarılması şansı olmaktadır. Ayrıca, kök hücre araştırmalarının olumlu sonuç vermesi halinde ilerleyen yıllarda pekçok hastalıkta da kullanabilme imkanı olacaktır.
Doku Uyuşmazlığının önemi nedir?
Başka vericiden kök hücre ihtiyacı halinde doku uyuşması sorun olmaktadır. Kemik iliği nakli tedavisinde HLA sistemine göre alıcı ve verici arasında 8/8 bir uyum gerekmektedir. Aksi halde doku uyuşmazlığı ile karşılaşılır. Bu durum alıcıda çok ciddi bir hastalık tablosuna yol açar, tedavisi çok zordur ve çoğunlukla ölümle sonuçlanır.
Kemik iliği nakli için 8/8 uygun verici bulma süreci aylar sürebilir. Bazan 8-9 aya varan beklemeler olmaktadır. Bu bekleme süresi içinde bazı hastalar tedavi olamadıkları için olumsuz durumlarla karşılaşmaktadır. Çocuğun kendi kordon kanı ise kullanıma hazırdır ve ihtiyaç halinde en fazla 30 dakika içinde kullanıma hazır hale gelmektedir. Başka bir bebeğin kordon kanı da tedavide kullanılabilir. Bu kordon kanı için ayrıcalıklı bir avantajdır.
Kaç çeşit kordon kanı bankası vardır?
Kordon Kanı bankacılığının tarifleri ve çalışma yöntemleri yasal yönetmeliklerle belirlenmiştir. Sıkı denetimlere tabidirler. Kordon Kanı bankacılığı 2 şekilde yapılır.
Otolog Kan Bankası: Kişiden alınan kan sadece kendisinde kullanılmak üzere saklanır. Kişi mülkiyeti olarak kabul edilir ve yönetmelik gereği sözleşme ile teminat altına alınır. Daha çok özel kan bankası olarak anılırlar ve yasal çerçeve içinde faaliyet gösterirler.
Allojenik Kan Bankası: Herkesin kullanımına açık kan bankasıdır. Kişilerden bağış yoluyla alınan kanlardır.
ONKİM’de kullanılan kordon kan sayısı nedir?
ONKİM’de kullanılan kordon kanı sayısı 14 tür. Bunlardan bir tanesi tümör için (nöroblastom), diğerleri kan hastalıkları için kullanılmıştır. Kan hastalıkları için kullanılanlar tüp bebek yoluyla yapılan kardeşlerin kanlarıdır.
Dileğimiz şudur: Hiçbir bebekte bu saklanan kana ihtiyaç hali doğuran bir hastalık oluşmasın. Eğer ki ihtiyaç oldu, en azından bazı hastalıklar için bir ümit olsun.
Kordon kanı kullanma ihtimali nedir?
Bir bebeğin kendi kanını gerektiğinde kullanma olasılığı farklı kaynaklarda 1: 2000 – 1: 20000 olarak bildirilmektedir. İlerleyen yıllarda kök hücrelerle tedavi edilebilen hastalık sayıları arttıkça bu kanlara daha fazla ihtiyaç duyulacağı tahmin edilmektedir.
Toplanan Kordon Kanının Miktarı Ne Kadar Olmalıdır?
Toplanan kordon kanının en az 60 mililitre olması gereklidir.
Doğum Şekli Kordon Kanı Alımını Etkiler mi?
Hem normal doğumlarda hem de sezaryen doğumlarda toplama işlemi uygulanabilir.
Kordon Kanı Ne Kadar Süreyle Saklanabilir?
Son yıllarda 20 sene saklanan kordon kanından tedavide faydalanıldığı bildirilmiştir. Teorik olarak – 196 0C Sıvı Azot içinde dondurulan kan ve doku ürünlerinin en az 50, hatta daha fazla yıl saklanabileceği varsayılmaktadır. Doku dondurma teknikleri henüz yeni bir bilim dalıdır. İlk kordon kanı dondurma işlemi 1992 yılında uygulanmıştır. İlk kordon kanı bankası ise 1994 yılında kurulmuştur. 20 – 23 sene saklanan allojenik (genel kullanıma açık) kanlarda kök hücrelerin canlılığını koruduğu tespit edilmiştir.
Kordon kanı bugünkü yönetmelik gereği 12 yıla kadar saklanabilmektedir. 05/07/2005 tarihli ve 25866 sayılı Resmi Gazete’de belirtildiği üzere, özel kordon kanı bankalarında 12 yıllık bir saklama süresi sonunda, herhangi bir gerekçeyle saklanmasına devam edilmesi için başvurulmazsa, kordon kanı ihtiyaç duyan başka hastaların kullanımına da açık olacaktır (allojenik kullanım).
Türkiye’de Kordon Kanı Bankacılığı ne durumdadır?
Bazı gelişmiş ülkelerde devlet gözetiminde genel amaçlı kullanım için kordon kanı bağışlanan bankalar kurulmuştur. Fakat kordon kanı bağışları çok yetersiz kalmaktadır. Ülkemizde ise kordon kanı bağışı yok denecek kadar azdır. Bu nedenle ülkemizde ve pek çok ülkede özel kordon kanı bankacılığı yapılmaktadır.